top of page

Deniz İş Kanununa Tabi Çalışanların Fazla Çalışma Ücretleri

  • Av. Arb. Hasan Geniş
  • 1 Şub 2020
  • 4 dakikada okunur

1.Çözümlenmesi Gereken Sorun:

854 sayılı Deniz İş Kanuna tabi çalışanların fazla çalışma ücretlerinin hesaplanmasında, bu kanunun 28. maddesi mi yoksa 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (TBK) 402. maddesi mi uygulanacaktır?

2.Kanuni Düzenlemeler:

854 sayılı Deniz İş Kanunu

(Kabul tarihi: 20/4/1967 – Yayımlandığı R. Gazete : 29.04.1967/12586)

Fazla saatlerle çalışma:

Madde 28 – Bu kanuna göre tespit edilmiş bulunan iş sürelerinin aşılması suretiyle yapılan çalışmalar, fazla saatlerde çalışma sayılır.

Yapılacak fazla çalışmanın her saatine ödenecek ücret normal çalışma ücretinin saat başına düşen miktarı % 25 oranında artırılmak suretiyle bulunacak miktardan az olamaz.

Saklı hükümler:

Madde 48 – Bu kanun hükümleri, gemiadamına daha elverişli hak ve menfaatler sağlayan kanun, toplu iş sözleşmesi, hizmet akti, örf ve adetlerden doğan haklara halel getirmez. Bu kanunun uygulanması sonucu olarak işverene düşen yükümlülükler, gemiadamlarının ücret vesair haklarının daha aşağı hadlere indirilmesine sebep tutulamaz.

Madde 56 – Bu kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu

(Kabul tarihi: 11/1/2011 -Yayımlandığı Resmî Gazete : Tarih : 4/2/2011 Sayı: 27836)

Fazla çalışma ücreti

MADDE 402- İşveren, fazla çalışma için işçiye normal çalışma ücretini en az yüzde elli fazlasıyla ödemekle yükümlüdür.

İşveren, işçinin rızasıyla fazla çalışma ücreti yerine, uygun bir zamanda fazla çalışmayla orantılı olarak izin verebilir.

Yürürlük

MADDE 648- Bu Kanun 1 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe girer.

4857 sayılı İş Kanunu

Fazla çalışma ücreti

Madde 41 – … Her bir saat fazla çalışma için verilecek ücret normal çalışma ücretinin saat başına düşen miktarının yüzde elli yükseltilmesi suretiyle ödenir.”

Kanuni düzenlemelere bakıldığında, Deniz İş Kanununa göre fazla çalışma karşılığı ödenmesi gereken fazla çalışma ücreti normal çalışma ücretinin saat başına düşen miktarı %25’ten az olamazken, Türk Borçlar Kanununda fazla çalışma için işçiye normal çalışma ücretinin en az yüzde elli fazlasıyla ödenmesi şeklinde çalışan lehine düzenleme yapıldığı görülmektedir.

4857 sayılı İş Kanununda, “fazla çalışma için verilecek ücretin, normal çalışma ücretinin saat başına düşen miktarının yüzde elli yükseltilmesi suretiyle ödeneceği” şeklinde net/sabit bir oran ifade edilirken 6098 sayılı Kanunda, Deniz İş Kanunundaki madde metnine benzer ifadelendirmeyle “fazla çalışma için işçiye normal çalışma ücretinin en az yüzde elli fazlasıyla ödeme yapılacağı şeklinde, asgari oran ifade edilmiştir.

3.Değerlendirme:

  • 854 sayılı Deniz İş Kanununun 48. maddesinde “Bu kanun hükümleri, gemiadamına daha elverişli hak ve menfaatler sağlayan kanun, toplu iş sözleşmesi, hizmet akti, örf ve adetlerden doğan haklara halel getirmez.” şeklinde düzenleme bulunmaktadır. Madde metnindeki “gemiadamına daha elverişli hak ve menfaatler sağlayan kanun”dan kasıt şüphesiz 854 sayılı kanun dışındaki kanuni düzenlemelerdir. Ve bu düzenlemelerin, genel kanun ya da özel kanun şeklinde olması gibi bir ayrım yapılmamış, yalnızca gemiadamına daha elverişli hak ve menfaat sağlaması esas alınmıştır. Bu durumda, gemi adamına daha elverişli bir hak sağlayan herhangi bir kanuni düzenleme gemiadamı lehine uygulanacaktır. 6098 sayılı TBK’nunun 402. maddesi, fazla çalışma ücreti yönünden gemi adamına daha elverişli hak ve menfaat sağlayan kanuni bir düzenleme olmakla, 854 sayılı Kanununun 48. maddesi uyarınca da gemi adamlarının fazla çalışma alacaklarının TBK md. 402 uyarınca hesaplanıp ödenmesi gerekmektedir.

  • Olayda, sonraki tarihli bir genel kanun (Türk Borçlar Kanunu) hükmünün önceki tarihli özel kanun (Deniz İş Kanunu) hükmünü zımnen ilga edip etmediğinin değerlendirilmesi de gerekmektedir.

Doktrinde kanunlar arası çatışma olarak ifade edilen bu durum farklı şekillerde görünebilir;

  • Her iki kanunun genel kanun olması mümkündür. Bu durumda, iki kanun arasında bir çatışma varsa, yeni tarihli genel kanunun uygulanır.

  • Her iki kanun özel kanun olabilir. Bu durumda, iki kanun arasında bir çatışma varsa, yeni tarihli özel kanun hükmü uygulanır.

  • Genel kanun eski, özel kanun yeni olabilir. Burada da ilke olarak yeni tarihli özel kanun hükümleri uygulanır. Ancak eski kanun yeni kanunu tamamlıyor da olabilir. Böyle bir durumda, yeni tarihli özel kanunda hüküm bulunmayan hallerde, eski tarihli genel kanun hükümlerini uygulamak gerekir.

  • Diğer bir ihtimalde ise, genel kanun yeni, özel kanun eski olabilir. Bu durumda, hükümlerin çatışması halinde hangi kanunun uygulanacağı sorusu ile karşılaşılır.

Böyle bir durumda ise üç değişik görüş ileri sürülebilir;

  • Yeni tarihli genel kanunun, özel de olsa eski tarihli kanunu yürürlükten kaldıracağı görüşü

  • Genel kanunun genel düzenlemeler ihtiva edeceği, dolayısıyla, özel kanun hükümlerinin saklı tutulması gerektiği görüşü,

  • Bu konuda üçüncü ve genel kabul gören görüş ise, genel kanunun yeni, özel kanunun eski tarihli olması durumunda kanun koyucunun iradesinin araştırılması gerektiği görüşüdür. Bu düşünceye göre, eğer kanun koyucunun iradesi, yeni tarihli genel kanun ile özel kanun hükümlerini ortadan kaldırmak ya da değiştirmekse, o zaman genel kanun hükümleri uygulanmalıdır.

Kanun koyucunun iradesinin tespiti noktasında, kanunların gerekçeleri yol gösterici metinlerdir.

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu tasarısının hizmet sözleşmelerine ilişkin genel gerekçesi şu şekildedir; “Altıncı Bölüm, ‘Hizmet Sözleşmeleri’ başlığı altında üç ayırımdan oluşmaktadır. Hizmet sözleşmeleri, 4857 sayılı İş Kanununun kapsamı dışında kalan işçileri kapsamaktadır. Bu işçiler ile İş Kanununun kapsamına giren işçiler arasında çok büyük farklılık yaratılmamaya çalışılmıştır. Bu düzenlemelerde, İş Kanunu Tasarısını hazırlamış olan akademisyenlerden oluşan bir heyetin hazırladığı rapordan geniş ölçüde yararlanılmıştır…”

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu tasarısının fazla çalışma ücretine ilişkin madde (tasarıda 401 iken kanunlaşma aşamasında 402 olmuştur) gerekçesi şu şekildedir; “… Maddenin birinci fıkrasında, işverenin, fazla çalışması sebebiyle işçiye, normal çalışma ücretinin en az yüzde elli fazlasını ödemekle yükümlü olduğu belirtilmiştir. Nitekim, 4857 sayılı İş Kanununun 41 inci maddesinin ikinci fıkrasında da ‘Her bir saat fazla çalışma için verilecek ücret, normal çalışma ücretinin saat başına düşen miktarının yüzde elli yükseltilmesi suretiyle ödenir.’ denilmiştir.

TBK’nun hizmet sözleşmelerine ilişkin gerekçesinde, TBK’nundaki hizmet sözleşmelerinin, 4857 sayılı İş Kanununun kapsamı dışında kalan işçileri kapsadığı açıkça ifade edilmiş olmakla; 4857 sayılı İş Kanunu kapsamı dışında olan tüm işçiler (Basın İş Kanunu, Deniz İş Kanunu gibi özel kanunlara tabi işçiler dahil) 6098 sayılı TBK ile işçi lehine getirilen düzenlemelerden faydalanacaklardır.

Sonuç olarak; mevcut durumda, 854 sayılı Deniz İş Kanununa tabi çalışanların fazla çalışma ücretinin ödenmesinde TBK md. 402’nin uygulanması gerekmektedir.

Mesleki sorumluluk duygusuyla şu hususu da belirtmek isteriz ki; 6098 sayılı kanunun gerekçe metnindeki, “Hizmet sözleşmelerinin, 4857 sayılı İş Kanununun kapsamı dışında kalan işçileri kapsadığı” ifadesinin, eksik bilgiye dayalı olduğunu düşünmekteyiz. Pek muhtemeldir ki, tasarı gerekçesini hazırlayanlar, İş Kanunu olarak yalnızca 4857 sayılı kanunu bildiklerinden, gerekçede yalnızca bu kanundan bahsetmişlerdir. Tasarı hazırlanırken iş hukukçularından görüş almış olsalardı, muhtemelen gerekçe kısmında “Hizmet sözleşmeleri, 4857 sayılı İş Kanununun kapsamı dışında kalan işçileri kapsamaktadır.” ifadesi yerine “Hizmet sözleşmeleri, özel iş kanunları kapsamı dışında kalan işçileri kapsamaktadır” ifadesini kullanacaklardı.

 
 
 

Yorumlar


Adres
Merdivenköy Mahallesi, Nur Sokak, No: 1/1,
Business İstanbul İş Merkezi, Kat 9, Ofis No: 84
34732 KADIKÖY İSTANBUL

Tel: 0 216 755 25 25
Fax: 0 216 755 10 33 
E-postainfo@ysmlegal.com

bottom of page